Gündem
5 ilde hasar tespit çalışmaları tamamlandı
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremden etkilenen Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Osmaniye ve Kilis’te hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını, diğer illerde de yüzde 90 seviyesine ulaştıklarını bildirdi.
Kurum, Gaziantep AFAD Koordinasyon Merkezi’nde düzenlenen 2. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, toplantının ilkinin geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapıldığını hatırlattı.
Akademisyenlerin uzmanlık dallarına göre 13 grup oluşturduklarını, sadece bu deprem değil bundan sonra ülkede oluşabilecek tüm risklere karşı bir kalkan oluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Kurum, şöyle konuştu:
“Burada yapılması gereken düzenlemeler, yönetmelikler, yeni kanun hazırlıkları dahil tüm hazırlıkları bilim insanlarımızın, kendi alanında yetkin uzman kardeşlerimizin fikirleri doğrultusunda yapalım istiyoruz. Bu toplantı bizim için de ülkemiz adına da çok kıymetli. 32 gündür tüm deprem bölgelerinde, afet alanlarında vatandaşımız, devletimiz el ele depremzede kardeşlerimizin yardımına koşmaktadır ve inşallah işi sonuna kadar da aynı anlayışla sürdüreceğiz.”
Enkaz kaldırma sürecine ilişkin öneriler
Depremden etkilenen 11 ilde çadır kentlerden konteyner kentlere geçiş ve kalıcı yerleşim alanlarıyla ilgili eş zamanlı çalışma yürüttüklerini aktaran Bakan Kurum, “Tabii enkaz kaldırma süreçlerimiz de 11 ilimizde eş zamanlı devam ediyor ve tüm çevresel tedbirleri de alarak ki bugün bunları da istişare ettik. Yani buradaki enkaz kaldırma sürecinde çevresel hangi tedbirleri almamız gerektiği, buradan çıkacak malzemelerin ülkenin ekonomisine, istihdamına nasıl katkı sunması gerektiğine ilişkin de görüşler, fikirler öneriler vardı ve bu önerileri de inşallah uygulamaya geçiyor olacağız.” dedi.
Yeni yerleşim alanlarını en doğru zeminde yapmak için çalıştıklarını anlatan Kurum, “Bu çerçevede de uzman bilim insanlarımızla, Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğümüzle, AFAD’ımızla hep birlikte bir uyum içerisinde yeni yerleşim alanlarına ilişkin de süreçleri istişare edeceğiz ve alt gruplarımız kendi görev alanlarındaki önerilerini, fikirlerini paylaşacaklar ama bir taraftan da sahada aktif bir şekilde olacaklar çünkü bizim bekleyecek bir dakikamız, bir saniyemiz yok.” dedi.
Hasar tespit çalışmaları
Bakan Kurum, hasar tespit çalışmalarının da devam ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an sahada 7 bini aşkın uzmanımızla birlikte hasar tespit çalışmalarını fiilen yürütüyoruz ve deprem bölgesindeki illerimizde 5 milyon 4 bin 875 bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 706 bin binada inceleme yapılmış durumda. Bu binalardan 821 bin 302 bağımsız bölümün acil yıkılacak, ağır hasarlı, yıkık veya orta hasarlı olduğunun tespitini yapmış olduk. Şu an itibarıyla Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Osmaniye ve Kilis olmak üzere beş ilimizde hasar tespit çalışmalarını tamamladık. Diğer illerimizde de yüzde 90 seviyesindeyiz. İnşallah önümüzdeki birkaç gün içerisinde diğer illerimizdeki hasar tespit çalışmalarını da tamamlayacağız. Tabii burada artçı depremler sebebiyle yeniden hasar tespiti çalıştığımız illerimiz, ilçelerimiz de mevcut.”
Hasar tespitini incelediklerinde yıkılan binaların yüzde 96,7’sinin 1999 öncesi yapılan yapılar olduğunu gördüklerini aktaran Kurum, şöyle devam etti:
“2002’de yapılan düzenlemeler sonrasında yıkılan yapılara baktığımızda sadece yüzde 3,3’ü olarak karşımıza çıkıyor. Bu da yapılması gereken çalışmaya ilişkin bize önemli bir veri veriyor. İnşallah bilim insanlarımızla, akademisyenlerimizle birlikte bu çalışmaları da yapacağız. Yeni yapılacak binalara ilişkin de bu çalışmaların çok önem arz ettiğini burada hep birlikte istişare etmiş olduk. Yapı denetime tabii olmayan, fay hatlarına yakın mesafede olan, nispeten zemin sıvılaşmasının daha yüksek olduğu yerlerde yoğun yıkımın yaşandığını da buradaki tespitlerimizde gördük. Hocalarımıza da bu durumu net bir şekilde aktarmış olduk.
Tarihiyle, kültürüyle, buradaki demografik yapıları koruyacak anlayışla şehirlerin doğasını koruyacağız, çevresini koruyacağız. İklim değişikliğine dirençli hale getireceğiz, afetlere dirençli hale getirebilecek anlayışla çalışmalarımızı yapacağız. Hep söylüyoruz, şehrin 50 yılını, 100 yılını planlayacak anlayışla bakıyoruz ve her şehrin kendine has yapısını, özgün kimliğini mimarisini, değerlerini koruyarak hareket edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli kapsamında şehirlerimizi afetlere dirençli hale getirmek için de alt komisyonlarımızı belirlemiş olduk.”
Şehirleri afetlere dirençli hale getirecek 11 kurul belirlendi
Bakan Kurum, şehirleri afetlere karşı dirençli hale getirecek 11 kurulun Destek Hizmetleri ve Sosyal Politikalar, Deprem ve Yer Bilimleri, Hasar Tespit, Enkaz ve Atık Yönetimi, Şehirleri İnşa ve İhya, Kentsel ve Kırsal Dönüşüm, Mekansal Planlama, Yeni Yapı Teknolojileri, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Akıllı Şehirler, İklim Dostu Yeşil Dönüşüm, Kentsel ve Kırsal Altyapı, Tarihi ve Kültürel Miras ile Kriz Yönetimi ve İletişim isimleriyle kurulacağını söyledi.
Bu kurulların hangi konularda görev yapacağını açıklayan Bakan Kurum şöyle konuştu:
“Milletimiz müsterih olsun, biz daha önceki afetlerde Elazığ’da, Malatya’da, Kastamonu’da, Rize’de, Bartın’da, Antalya’da ve Muğla’daki yangınlarda ne yaptıysak bu afette de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde vatandaşlarımıza verdiğimiz sözleri bilimin ışığında tutmaya devam edeceğiz. 2012’de kentsel dönüşüm sürecine başladığımızdan beri hem TOKİ’nin yaptığı sosyal konutlarımızla hem yapı denetim sistemiyle birlikte 3,3 milyon konutumuzun dönüşümünü yaptık. Başta Kahramanmaraş merkezli depremin yaşandığı 11 ilimiz olmak üzere ardından Marmara’mız, Ege’miz, ülkemizdeki tüm riskli alanlarda dönüşüm sürecini de yine bilim insanlarımızın ışığında onlarla birlikte yürütüyor olacağız.”
Kurum, deprem bölgesinde 9 Mart itibarıyla yaklaşık 34 bin konutun inşa sürecinin başladığını da kaydederek “Bundan sonraki süreç bundan önce olduğu gibi bilim insanlarımızla birlikte devam edecek ve evlatlarımıza, çocuklarımıza, yavrularımıza güvenlikli ve kimlikli şehirlerimizin inşasını hızlı bir şekilde gerçekleştireceğiz.” dedi.
Gündem
İstanbul Barosu: LGBT Aile ve kamu düzeni için büyük bir tehdit
İstanbul Barosu ‘onur haftası’ adı altında gerçekleştirilen LGBT propagandasına yaptıkları açıklamayla sert tepki gösterdi. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımda, “LGBTİ+ propagandasıyla yapılan ifsadın milletimizin inancına, örfüne, değerlerine, aile yapısına aykırı olduğu tartışmasızdır. Çeşitli medya mecraları aracılığıyla özellikle henüz cinsel bilinç ve kimlikleri oturmamış çocuklar bu propagandaya maruz bırakılmaktadır. Bu yönüyle aile ve kamu düzeni için de büyük bir tehdittir.” ifadelerine yer verildi.
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı Av. Yasin Şamlı, resmi sosyal medya hesabı Twitter’dan paylaşımda bulundu. İstanbul Barosu ‘onur haftası’ adı altında gerçekleştirilen LGBT propagandasına ilişkin mesaj yayımladı.
Twitter’dan yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizde bazı meslek kuruluşlarının da dahil olduğu onur haftası adı altında yapılan LGBTİ+ propagandası, bütün insanlığı etkilemeye yönelik dünya genelinde yürütülen emperyalist büyük bir projenin küçük parçasıdır. Bu plan, bütün insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Konunun insan hakları kavramıyla birlikte ele alınması, bilerek veya bilmeyerek bu propagandaya alet olmaktır. Aynı zamanda ciddi bir tenakuz oluşturmaktadır. Zira bütün hukuk normları ve hukuk mekanizmalarının varlık ve meşruiyet sebebi; hakların korunması, ihlal edilmiş ise yerine getirilmesi ve adaletin sağlanmasıdır. Diğer bir ifade ile hukukun amacı, varlık lehine işleyen kusursuz düzenin korunmasıdır.
Pozitif hukuk normları açısından baktığımızda; Anayasa’nın “Kişinin Dokunulmazlığı, Maddi ve Manevi Varlığı” başlıklı 17. maddesi “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.” hükmünü taşımaktadır. Bu madde kişinin maddi ve manevi varlığının korunması için devlete de sorumluluk yüklemektedir. Kişinin bedensel ve ruhsal sağlığının korunmasında bütün kamu kurumları görevlidir. Yapılan bu propagandalar aynı zamanda Anayasa’da belirtilen kişinin maddi ve manevi bütünlüğünün korunması hakkının ihlalidir.
İnsanların cinsiyetleri doğuştan gelen vazgeçilmez bir haktır. Aynı zamanda insan neslinin devamını ve düzenini sağlayan unsurdur. Doğuştan gelen bu hak ve gerçek ile mücadele etmek, onu tağyir etmeye çalışmak hem bireysel olarak bizatihi söz konusu insanların hem de bütün insanlığın haklarının ihlalidir. Daha kesin bir ifade ile insan neslinin ifsadıdır.
Yaratılıştan gelen büyük düzen ile mücadele edilmesini modernlik veya gelişme olarak gören anlayış; önce insan haklarını ihlal etmiş, insanlık tarihi boyunca büyük soykırım ve katliamlar yapmış, ikinci sınıf gördüğü insanları öldürmüş veya köleleştirmiştir. İnsan hakları kavramı, bunun gibi büyük dramlar sonrasında ortaya çıkmış ve zaman içinde sistemleştirilmiştir.
LGBTİ+ propagandasıyla yapılan ifsadın milletimizin inancına, örfüne, değerlerine, aile yapısına aykırı olduğu tartışmasızdır. Çeşitli medya mecraları aracılığıyla özellikle henüz cinsel bilinç ve kimlikleri oturmamış çocuklar bu propagandaya maruz bırakılmaktadır. Bu yönüyle aile ve kamu düzeni için de büyük bir tehdittir.
İstanbul 2 Nolu Barosu olarak; ailenin, toplumun ve bütün insanlığın bu ve benzeri tehditlerden korunması için üzerimize düşen her şeyi eksiksiz olarak yapacağız.”
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Gündem
15 milyon emekliye müjde! En düşük emekli maaşı netleşiyor
Enflasyon, fiyat artışları derken emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam oranları merak ediliyor. Buna ilişkin uzman görüşleri var. İşte o rakamlar…
2023 Haziran ayının enflasyon oranları açıklandıktan sonra, emeklilerin temmuz ayında alacakları zam oranları da belirlenecek. Enflasyon oranları her ayın 3’ünde açıklanıyor ve eğer 3’ü hafta sonuna denk geliyorsa, enflasyon oranları ilk iş gününde Türkiye İstatistik Kurumu tarafından duyuruluyor. Haziran ayı enflasyon rakamları 3 Temmuz 2023 Pazartesi günü saat 10.00’da TÜİK tarafından açıklanacak. Son 6 aydaki enflasyon oranı ve refah payı dikkate alınarak emekli maaşlarına yapılacak zam oranı belirlenecek. İşte detaylar…
ENFLASYON NEDENİYLE ZAM ORANLARIN NE OLACAĞI MERAK EDİLİYOR
Medyatava’da yer alan haberlere göre, emekli maaşlarına kademeli olarak artış yapılması planlanıyor. Emekli maaşlarının yükseleceği konuşuluyor. Emekli maaşlarına yüzde 35 lik zam yapılacak. Ayrıca, en düşük emekli maaşının da güncellenerek 7 bin 500 TL’den 10 bin TL’nin üzerine çıkması bekleniyor.
Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından 5 Temmuz 2023 Çarşamba günü, emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam oranları da duyurulması bekleniyor. Bu haberler, milyonlarca emekli vatandaşın zam oranlarını ve maaşlarını takip ettiği önemli gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor.
Temmuz ayında memur maaşlarına yapılacak zam oranı, asgari ücret zammının ardından merak konusu oldu. Yeni asgari ücret yüzde 34 oranında artarak 11 bin 402 TL net, 13 bin 414 TL brüt seviyesine yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, en düşük memur maaşının 22 bin TL olacağını açıkladı. Memur zammıyla ilgili son dakika gelişmelerine göre, enflasyon farkı da dikkate alındığında temmuz ayında memurların alacağı zam oranı yüzde 13.26 oldu.
Araştırmalar ve açıklamalar, memur ve emekli maaşlarının beklentileri karşılayacağını gösteriyor. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, memur zammıyla ilgili olarak teknik çalışmaların yapıldığını ve Cumhurbaşkanının vaat ettiği zam oranının gerçekleştirileceğini belirtti. Memur zammı oranları, toplu sözleşmelere göre belirleniyor ve enflasyon farkı da maaşlara yansıtılıyor. Ayrıca, SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarının temmuz ayında en az yüzde 15.21 oranında zamlanması bekleniyor. En düşük emekli aylığı şu anda 7.500 TL olarak uygulanıyor ve enflasyon farkı zammı kök aylıklara yapılacak. Temmuz ayında memur maaşlarına ve emekli aylıklarına yapılacak zamlar, enflasyon oranlarına ve toplu sözleşmelere bağlı olarak belirlenecek.
Gündem
Rusya’da darbe girişimi
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kısa süre sonra açıklama yapacağını söyledi
Kremlin’den yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kısa süre içinde televizyonda konuşma yapacağı duyuruldu.