Güncel
Altay tankının vurucu gücünde yerli imza
Türk savunma sanayisinin kara araçları alanındaki en önemli projelerinden Altay ana muharebe tankının vurucu gücü yerli imkanlarla sağlanacak.Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) AŞ, sahip olduğu kabiliyetlerle Türk Silahlı Kuvvetleri ile güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılıyor.
MKE, 5,56’dan 203 milimetreye kadar mühimmat ve silahları bünyesinde üretme kabiliyetine sahip entegre bir yapıyla faaliyet gösteriyor.
Şirket, ihtiyaç duyduğu ham madde ve ara mamulleri kendi imkanlarıyla karşılarken diğer yerli savunma sanayisi şirket ve kuruluşlarının ihtiyaçlarını da gidermeye çalışıyor.
Seri üretim öncesi test edilmek üzere Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilen Altay tankı üzerinde de MKE imzası bulunuyor.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri faaliyet gösteren Çelik Fabrikası ile Ağır Silah Fabrikasını bünyesinde barındıran MKE, sahip olduğu tecrübe ve bilgi birikimiyle Altay’ın ana ve yardımcı silah sistemlerini tümüyle kendi imkan ve kabiliyetleriyle üretiyor.
Tank ve obüslerin ihtiyaçları için hummalı çalışma
Yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahip Çelik Fabrikasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmat üretimlerinde kullanılan vasıflı ve vasıfsız çelik üretimi gerçekleştiriliyor.
Geri dönüştürülmek üzere temin edilen hurdalar sırasıyla ergitme, dökme ve dövme işlemleri sonrası silah ve ağır silahlara ait namlularda kullanılmak üzere taslak olarak ilgili fabrikalara iletiliyor. Altay tankının 120 milimetre 55 kalibre ana silah sistemine ait işlemler de böylece başlıyor.
1200 santigrat derece sıcaklıkta tavlanan çelik ingotlar pres atölyesinde dövülerek namluların ilk aşaması tamamlanıyor. Kalite kontrol testleri tamamlanan taslak namlular Ağır Silah Fabrikasına gönderiliyor. Ağır Silah Fabrikasında tornalama, delik açma ve ısıl işlem gibi mekanik testler sonrasında namlular, kalite kontrol testlerine tabi tutuluyor.
Ana ve yan ekipmanlarıyla 400’e yakın alt parçadan oluşan 120 milimetre 55 kalibre silah sistemi, atış öncesi testler, atış testleri ve sonrasını kapsayan laboratuvar ve saha koşullarında tüm testleri tamamladıktan sonra BMC’nin Arifiye yerleşkesine gönderiliyor.
Ağır Silah Fabrikasında Altay silah grubunun yanı sıra M60 tankına ait silah sistemi, Fırtına ve Panter obüslerinde kullanılan 155 milimetre silah sistemleri, 105 milimetre obüs silah sistemleri, 60, 81 ve 120 milimetre havan silahları üretiliyor.
3 bin metre etkili menzil
Altay ana silah sistemiyle 120 milimetre çapında, tam atım halinde, işaretlenen hedefe elektrikli ateşlemeli lazer güdümlü füze atılabiliyor.
Ana silah sistemiyle bir dakika içinde art arda 6 APFSDS-T mühimmatı ateşlenebiliyor. Silah komplesinin ana parçası olan namlunun içi boydan boya kromla kaplanıyor. Bu çalışmalar sonucu kimyasal enerjili mühimmatla asgari 2 bin, zırh delici kinetik enerjili mühimmatla asgari 3 bin metre etkili menzile ulaşılıyor.
Boyu 6 bin 600 milimetre olan namlunun yorulma ömrü 1500 atıma karşılık geliyor. Namlunun emniyetle hizmet ömrü ise en az 1000 atımı buluyor.
Güncel
Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Irak’ın kuzeyindeki teröristlere yönelik operasyonlar etkin ve kararlı şekilde devam ediyor.Bu kapsamda Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Güncel
Naci Görür’den İstanbul’daki 5 ilçe için deprem uyarısı
Prof. Dr. Naci Görür, “Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Tarihi Yarımada Fatih ve Zeytinburnu’nda zemin, göreceli olarak iyi durumda değil” dedi.stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışmasına” ait veriler açıklandı.
Buna göre, olası bir depremde İstanbul’da hasar görmesi beklenen tahmini bina sayısı 207 bin olarak belirtildi. Verilere göre, binaların yüzde 30’u 1980 öncesi, yüzde 40’ı 1980-2000 arası, yüzde 30’u 2000 sonrası inşa edildi. Hasar görmesi beklenen her 3 binadan biri ise 2000 sonrası yapıldı. Hasar görmesi beklenen 207 bin binanın yüzde 95’ini oluşturan 196 bin 227 bina ise Avrupa yakasında tespit edildi. İBB’nin, İTÜ ile yaptığı çalışmada, riskli binaların en yoğun olduğu 3 ilçe ise Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece olarak açıklandı.
Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, verileri değerlendirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da 1 milyon 50 bin binanın yüzde 10’unun çok ağır hasar alacağını belirterek, “Benim o çalışmanın ayrıntılarından bir haberim yok. Muhtemelen de doğrudur.. Yalnız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalara istinaden tüm İstanbul’da, Anadolu ve Avrupa yakasında depremde çok ağır hasar alacağı düşünülen bina sayısının 90 binin üzerinde olduğunu zaten biliyoruz. Bütün İstanbul’da da, 1 milyon 150 bine yakın binanın varlığını biliyoruz. Demektir ki, bu aşağı yukarı işte yüzde 10’u, çok ağır hasar alacak. Diğer hasarları saymıyorum yani çok ağır yıkılmayla doğrudan doğruya göçükle burun buruna kalacak bina sayısını 90 bin diye düşünüyorum. Tabii ki hafif hasar, orta hasar alacak bina sayısı da daha da fazla olacaktır” dedi.
‘DEPREM DİRENÇLİ HALE GETİRMEK İÇİN GEREKLİ ÇALIŞMALAR BAŞLATILMALI’
“Bu doğru bir teşhistir. Avrupa Yakası zemin itibariyle, jeolojik formasyonlar itibariyle deprem kaynağı ile olan ilişkisine göre Asya yakasından daha fazla zarar göreceği de bir gerçekti” diyen Görür, şöyle devam etti:
“Bu da bize gösteriyor ki İstanbul’u bir an önce deprem dirençli hale getirmek için çalışmaların başlanması, yürütülmesi gerekir. İBB’nin bu çalışmasına katılıyorum. İstanbul’da deprem gözetildiği zaman en fazla dikkat edilecek, özen gösterilecek ilçeler arasında Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt ve bu tarihi yarımada Fatih o yöreler Zeytinburnu var. Şimdi burada tabii önemli olan buraların deprem dirençli hale getirmek için gerekli çalışmaların ve hemhal bir an önce başlatılması gerekir.
Neden bu bölgeler daha fazla hasar alır? Çünkü bu bölgede demin dediğim gibi zemin, çok göreceli olarak iyi durumda değil. Keza bu bölgede zeminden dolayı diyelim kayma, göçme, sıvılaşma depremin büyük etkisini arttırma olayları yaygın olabilir. Bu bölgelerde, onun için böyle zeminlerde depremin bir anlamda zararını arttıran birimlerin olduğu yerde tabii ki depremin şiddeti de fazlalaşıyor. Depremin şiddeti fazla olunca yıkım fazlalaşıyor.”
‘ESENYURT BELEDİYESİ’NE TAVSİYEDE BULUNDUM’
Esenyurt Belediyesi ile çalışmalara başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Naci Görür, “Esenyurt dediniz, mesela Esenyurt Belediyesi Başkanı, Esenyurt’un depreme hazırlama noktasında yani bizden yardım almayı istiyor. Ben de yani elimden geldiğince bütün belediyelere, ilçe belediyelerine olduğu gibi bu belediyeye de bildiğim kadarıyla depreme nasıl hazırlanacağı konusunda tavsiyelerde bulundum. Toplantılar da hatta zaman zaman yapıyorum. İşte, bugünkü toplantı da yine bu düşünce içerisinde oldu. Ciddi çalışmaların yapılıp insanlarımızın depremden zarar görmemesi için uygulamalara geçilmesi, araziye inilmesi, çalışmaların yapılması gerekli” dedi.
‘550’NİN ÜZERİNDE AKTİF DEPREM VAR’
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye genelinde bulunan aktif faylarla ilgili uyarıda bulunarak şöyle devam etti:
“Türkiye çok büyük oranda canlı yani aktif depremlerle kesilmiş durumda. Yani bizim ülkemiz, aşağı yukarı 550’nin üzerinde aktif deprem var. Türkiye’nin her yerinde depremler, aktif depremler mevcut. Kimi bölgelerde bu depremler daha yoğun deprem üretme kapasitesi daha fazla. Daha büyük depremler üretebiliyor. Kimi yerlerde deprem üreten fayların boyutu, sayısı daha az, yoğunluğu daha az olabiliyor.
Sözgelimi, Orta Anadolu’da çok fazla depremle karşı karşıya kalmayabiliyorsunuz. Ama Doğu Anadolu’da, depremi çok fazla hissedebiliyorsunuz. Güneydoğu’da hissedebiliyorsunuz Ege Bölgesi’nde daha fazla deprem aktivitesinin fazla olduğunu görüyorsunuz. Ama Kuzey Karadeniz Bölgesi’nde depremler daha az. Bu aktif fayların dağılımına bağlı. Şimdi bir yerde aktif fay varsa muhakkak orada depremler olacaktır. Depremlere karşı hazır olmak için o fayların olduğu yöreleri, kentleri, o fayların özelliklerini göz önüne alarak Deprem dirençli hale getirecek çalışmaları yapmak lazım.”
Dünya
Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Karşılaştığımız ihanettir. Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı.” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner’in eylemini “silahlı isyan” olarak nitelendirdi. Putin, “Rusya’yı tekrar bölmeye izin vermeyeceğiz. Halkımızı koruyacağız.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Putin, silahlı isyan girişiminde bulunanların kaçınılmaz olarak cezalandırılacağını belirtti.
Putin, Wagner krizini toplumu bölme girişimi ve halkın sırtından vurulması olarak nitelendirdi.