Güncel
HDP’nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “PKK’nın siyasi kolu HDP’dir. HDP’nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim. Değerlendirmem değil. Her dönem öyle olmuştur.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in, bakanlık bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturulduğu iddialarına ilişkin, “Bizim Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığımız (GAMER) var. O illerdeki seçim koordinasyon merkezi oldu, kaymakamlıkların ve valiliklerin. Yani bir sistem kuruldu. Bu sistem İller İdaresi Genel Müdürlüğünün bir genelgesiyle bütün her yere gönderildi. Burayı bu sistem götürecek.” dedi.
AK Parti İstanbul milletvekili adayı Soylu, Habertürk TV canlı yayınında, uyuşturucunun kökünü kurutmaya yönelik en geniş operasyonlardan bir tanesini yaptıklarını söyledi.
Uyuşturucu kullanıcılarının, satıcıların hesaplarına para gönderdiğini, bunun üzerinden MASAK’ta çalışma yaptıklarını belirten Soylu, yaklaşık 598 kişiyi tespit ettiklerini, 300 kişinin de gözaltına alındığını aktardı.
Program sunucusu Mehmet Akif Ersoy’un, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile yaptığı programda, Özel’in İstanbul’da büyük fark attıklarını öne sürmesine ilişkin sorduğu soruyu yanıtlayan Soylu, “CHP’lilerin böyle gerçeklikten kopuk, rasyonel olmayan birtakım arzuları, istekleri vardır. Ama o her seçim sonucunda arzu ve istekte kalır, gerçekleşmez. Allah’ın izniyle birinci turda bitiriyoruz. Araştırmayı şöyle okumak lazım. Araştırma, bugünün fotoğrafını verir. Seçmene ’14 Mayıs’ta kime oy vereceksiniz?’ diyebilirsiniz. O, bugünkü yaşadıklarıyla bugünkü tespitleriyle beraber oy kullanır. Arada 11 gün var, 11 gün içinde hangi gelişmelerin yaşanacağını, onu nelerin etkileyeceğini bilemeyebilir. Orada kararsızlar var. Recep Tayyip Erdoğan, Allah’ın izniyle birinci turda cumhurbaşkanlığını alıyor.” diye konuştu.
PKK’nın patronunun Amerika olduğunu söyleyen Soylu, PKK’nın bugün kime oy verdiğini sordu.
Soylu, “PKK’nın siyasi kolu HDP’dir. HDP’nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim. Değerlendirmem değil. Her dönem öyle olmuştur.” ifadesini kullandı.
Sunucu Ersoy, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in “İçişleri Bakanlığında paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir seçim takip modülü oluşturmuşlar.” şeklindeki iddiasını anımsatıp, Soylu’ya böyle bir uygulamanın olup olmadığını sordu.
Soruya, “Cumhuriyet Halk Partisi bunu 1946’daki sopalı seçimlerle karıştırıyor” şeklinde cevap veren Soylu, şöyle devam etti:
“2002’den itibaren AK Parti’nin girdiği her seçimde, seçim güvenliği ile ilgili bu tartışmalar hep olmuştur ama sonucu hiç olmamıştır. Bu tartışmaları çıkaran bizatihi CHP’nin kendi kişileridir. Seçim yenilgisine kendileri adına büyük bir mazeret uydurmak, bahane uydurmak için basit, siyasette kullanılan, basit yöntemlerdir. Bu yöntemlerin tutabilir tarafı yoktur.”
Soylu, Türkiye’de her daim seçimin güvenliğinden sorumlu olan bakanlığın, sandıkların güvenli bir şekilde okula getirilmesinden, okulda güvenli olarak oy kullanmasının sağlanmasından, jeneratörlerin çalışmasından, özellikle okullardaki kameraların çalışmasından sorumlu olduğunu anlattı.
Deprem bölgesinde, Yüksek Seçim Kurulunun, oy verme işleminin “Çadırlarda olur” dediğini, ancak bunun içine sinmediğini, bu yüzden konteynerlerde seçim sandıkları kurduklarını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“Türkiye’de iş şöyle yürür: Kaymakamlıklar var, seçim kurulları var ve valilikler var. Bu sandıkların sağlıklı bir şekilde gelip gelmediğinin tespiti, hem bir sandık kurulu başkanı elinde çuvalla beraber geldi, gelmedi ve o sandık açılmadı, bunun sorumlusu kim veya bunun takibi kimde olacak? Bunun takibi bizde olacak. Seçim kuruluyla konuşulacak, ilgili okul müdürü ve ilgili kolluk gücünün oradaki yöneticisi diyecek ki, ‘Bunu gidip alalım, getirelim’. Çünkü sandık yok, oy kullanılamıyor, vatandaş gelmiş oy kullanma hakkını değerlendirmek istiyor ama bunu değerlendiremiyor veya aldı, sandıklar bağlandı, seçim kuruluna doğru yola çıktı. Bunu getiren kim, kolluk polisi. Ya jandarmadır ya polistir. Arabasına almış götürüyor. Orada tahrif edilmiş bir sandık, eksik, yanlış bir sandık. Bunun seçim kuruluyla irtibatını kuracak olan, buradaki işin güvenlik boyutunu yönetecek kim? Güvenlik boyutunu yürütecek ve oradaki seçim kurulu hakimiyle beraber konuşacak, onunla ilgili değerlendirmeleri, bazen talimatları olacak ve ona göre de adımı atacak olan kim, kolluk. İçişleri Bakanlığının orada direkt bir sorumluluğu var.”
Bakan Soylu, geçmişte yapılan uygulamaya ilişkin de bilgiler vererek, “Bizim Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığımız (GAMER) var. O illerdeki seçim koordinasyon merkezi oldu, kaymakamlıkların ve valiliklerin. Yani bir sistem kuruldu. Bu sistem İller İdaresi Genel Müdürlüğünün bir genelgesiyle bütün her yere gönderildi. Burayı bu sistem götürecek. Geçmişte de yine buna benzer ismi olan bir kurum götürüyordu bunu. Biz daha sonra o terörle mücadele şeyi gibi kuruldu. Bunun sürekli cari olarak o kurum içerisinde olmasının doğru olduğunu düşünmedim. Onun ismini yaklaşık 4-5 yıl önce Güvenlik Acil Durum Merkezi olarak değiştirdik. Doğru olan da bu zaten. Çünkü o zaman terör konseptiyle kurulmuş bir kurumdu ve cari olarak bütün kaymakamlıklarda, bütün valiliklerde kurulmuş bir kuruldu. Şimdi burada Güvenlik Acil Durum Merkezi bunu sağlıyor.” diye konuştu.
Eskiden bu işlerin excel tablolarda yapıldığını ifade eden Soylu, “Modülün ismi ne? Sandık Teslim Programı Modülü. Ya bu geçmişte de böyle. Oy sonuçlarını da veriyorlardı. Zaten oy sonuçları şöyle alınıyor. Excel’le yaptığımızı bütün ilçelerde ‘Yeni bir şey, excel ile yapmayın, böyle bir modül var’. Bunun eğitimini de verdiler günlerden beri. Aynı zamanda iyi bir şey yapıyoruz, doğru bir şey. Seçimi daha güvenli hale getirebilecek bir şeyi yapıyoruz. Zaten orada sandık kurulunda oylar açıklanırken, sandık kurulunun dışında ve müşahitlerinin dışında bir polis, güvenlik görevlisi yok. Veya bir jandarma güvenlik görevlisi yok. Ancak sandık başkanı çağırırsa oraya birisi gelebilir. Ama oylama biter. Oylama bittikten sonra zaten sonuçlar tahtalara asılır.” sözlerini sarf etti.
Bakan Soylu, programda “Aplikasyon var mı?” sorusu üzerine, “Yok bir aplikasyon, hiçbir şey söz konusu değil. Hepsi birer uydurma. Zaten göreceğiz zaten aplikasyon var mı, yok mu. 601 bin polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz çalışacak. Seçmenin yüzde 1’i yapıyor. Herhalde bir aplikasyon olsa biri de çıkacak seçim günü ‘Bende bir aplikasyon var, bu aplikasyona gireceğim’ diyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
“HÜDA PAR’ın Hizbullah’la herhangi bir ilişkisi söz konusu değil”
HÜDA PAR’ın Hizbullah’la ilişkisine yönelik iddiaları da cevaplayan Soylu, şu görüşleri paylaştı:
“HÜDA PAR’ın Hizbullah’la herhangi bir ilişkisi söz konusu değil. Yedi yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Nerede terör örgütünü görsek kafasını eziyoruz. DHKP-C, MLKP, TKPML, DEAŞ, her neyse görüyoruz. Yedi yıldır Hizbullah’ın Türkiye’de herhangi bir eylemi, daha önce de yok da herhangi bir eylemi söz konusu değil. Takip etmiyor muyuz? Gece gündüz ararız. HÜDA PAR’ın Hizbullah ile herhangi bir bağı, süreci veya HÜDA PAR’ın terörle ilgili herhangi bir bağı söz konusu değildir.”
Güncel
Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Irak’ın kuzeyindeki teröristlere yönelik operasyonlar etkin ve kararlı şekilde devam ediyor.Bu kapsamda Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Güncel
Naci Görür’den İstanbul’daki 5 ilçe için deprem uyarısı
Prof. Dr. Naci Görür, “Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Tarihi Yarımada Fatih ve Zeytinburnu’nda zemin, göreceli olarak iyi durumda değil” dedi.stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışmasına” ait veriler açıklandı.
Buna göre, olası bir depremde İstanbul’da hasar görmesi beklenen tahmini bina sayısı 207 bin olarak belirtildi. Verilere göre, binaların yüzde 30’u 1980 öncesi, yüzde 40’ı 1980-2000 arası, yüzde 30’u 2000 sonrası inşa edildi. Hasar görmesi beklenen her 3 binadan biri ise 2000 sonrası yapıldı. Hasar görmesi beklenen 207 bin binanın yüzde 95’ini oluşturan 196 bin 227 bina ise Avrupa yakasında tespit edildi. İBB’nin, İTÜ ile yaptığı çalışmada, riskli binaların en yoğun olduğu 3 ilçe ise Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece olarak açıklandı.
Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, verileri değerlendirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da 1 milyon 50 bin binanın yüzde 10’unun çok ağır hasar alacağını belirterek, “Benim o çalışmanın ayrıntılarından bir haberim yok. Muhtemelen de doğrudur.. Yalnız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalara istinaden tüm İstanbul’da, Anadolu ve Avrupa yakasında depremde çok ağır hasar alacağı düşünülen bina sayısının 90 binin üzerinde olduğunu zaten biliyoruz. Bütün İstanbul’da da, 1 milyon 150 bine yakın binanın varlığını biliyoruz. Demektir ki, bu aşağı yukarı işte yüzde 10’u, çok ağır hasar alacak. Diğer hasarları saymıyorum yani çok ağır yıkılmayla doğrudan doğruya göçükle burun buruna kalacak bina sayısını 90 bin diye düşünüyorum. Tabii ki hafif hasar, orta hasar alacak bina sayısı da daha da fazla olacaktır” dedi.
‘DEPREM DİRENÇLİ HALE GETİRMEK İÇİN GEREKLİ ÇALIŞMALAR BAŞLATILMALI’
“Bu doğru bir teşhistir. Avrupa Yakası zemin itibariyle, jeolojik formasyonlar itibariyle deprem kaynağı ile olan ilişkisine göre Asya yakasından daha fazla zarar göreceği de bir gerçekti” diyen Görür, şöyle devam etti:
“Bu da bize gösteriyor ki İstanbul’u bir an önce deprem dirençli hale getirmek için çalışmaların başlanması, yürütülmesi gerekir. İBB’nin bu çalışmasına katılıyorum. İstanbul’da deprem gözetildiği zaman en fazla dikkat edilecek, özen gösterilecek ilçeler arasında Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt ve bu tarihi yarımada Fatih o yöreler Zeytinburnu var. Şimdi burada tabii önemli olan buraların deprem dirençli hale getirmek için gerekli çalışmaların ve hemhal bir an önce başlatılması gerekir.
Neden bu bölgeler daha fazla hasar alır? Çünkü bu bölgede demin dediğim gibi zemin, çok göreceli olarak iyi durumda değil. Keza bu bölgede zeminden dolayı diyelim kayma, göçme, sıvılaşma depremin büyük etkisini arttırma olayları yaygın olabilir. Bu bölgelerde, onun için böyle zeminlerde depremin bir anlamda zararını arttıran birimlerin olduğu yerde tabii ki depremin şiddeti de fazlalaşıyor. Depremin şiddeti fazla olunca yıkım fazlalaşıyor.”
‘ESENYURT BELEDİYESİ’NE TAVSİYEDE BULUNDUM’
Esenyurt Belediyesi ile çalışmalara başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Naci Görür, “Esenyurt dediniz, mesela Esenyurt Belediyesi Başkanı, Esenyurt’un depreme hazırlama noktasında yani bizden yardım almayı istiyor. Ben de yani elimden geldiğince bütün belediyelere, ilçe belediyelerine olduğu gibi bu belediyeye de bildiğim kadarıyla depreme nasıl hazırlanacağı konusunda tavsiyelerde bulundum. Toplantılar da hatta zaman zaman yapıyorum. İşte, bugünkü toplantı da yine bu düşünce içerisinde oldu. Ciddi çalışmaların yapılıp insanlarımızın depremden zarar görmemesi için uygulamalara geçilmesi, araziye inilmesi, çalışmaların yapılması gerekli” dedi.
‘550’NİN ÜZERİNDE AKTİF DEPREM VAR’
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye genelinde bulunan aktif faylarla ilgili uyarıda bulunarak şöyle devam etti:
“Türkiye çok büyük oranda canlı yani aktif depremlerle kesilmiş durumda. Yani bizim ülkemiz, aşağı yukarı 550’nin üzerinde aktif deprem var. Türkiye’nin her yerinde depremler, aktif depremler mevcut. Kimi bölgelerde bu depremler daha yoğun deprem üretme kapasitesi daha fazla. Daha büyük depremler üretebiliyor. Kimi yerlerde deprem üreten fayların boyutu, sayısı daha az, yoğunluğu daha az olabiliyor.
Sözgelimi, Orta Anadolu’da çok fazla depremle karşı karşıya kalmayabiliyorsunuz. Ama Doğu Anadolu’da, depremi çok fazla hissedebiliyorsunuz. Güneydoğu’da hissedebiliyorsunuz Ege Bölgesi’nde daha fazla deprem aktivitesinin fazla olduğunu görüyorsunuz. Ama Kuzey Karadeniz Bölgesi’nde depremler daha az. Bu aktif fayların dağılımına bağlı. Şimdi bir yerde aktif fay varsa muhakkak orada depremler olacaktır. Depremlere karşı hazır olmak için o fayların olduğu yöreleri, kentleri, o fayların özelliklerini göz önüne alarak Deprem dirençli hale getirecek çalışmaları yapmak lazım.”
Dünya
Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Karşılaştığımız ihanettir. Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı.” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner’in eylemini “silahlı isyan” olarak nitelendirdi. Putin, “Rusya’yı tekrar bölmeye izin vermeyeceğiz. Halkımızı koruyacağız.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Putin, silahlı isyan girişiminde bulunanların kaçınılmaz olarak cezalandırılacağını belirtti.
Putin, Wagner krizini toplumu bölme girişimi ve halkın sırtından vurulması olarak nitelendirdi.