Bizi Takip Edin

Sağlık

Keto ve benzer diyetler için kalp krizi riski uyarısı!

Yayınlandı

Tarih

Keto benzeri, düşük karbonhidrat, yüksek hayvansal protein ve yağ içerikli diyetlerin, uzun vadede kalp krizi, damar tıkanıklıkları ve felç gibi rahatsızlıkları artırabileceği uyarısı yapıldı

Yeni bir araştırma, düşük karbonhidrat, yüksek yağ içeren “Keto benzeri” bir diyet programının, “kötü” kolesterol seviyelerini yükseltebileceğini, bunun da kalp damarlarının tıkanması, kalp krizi ve felç gibi kalp damar rahatsızlıkları riskini iki kattan fazla artırabileceğini gösterdi.

CNN’in haberine göre, araştırmada, bir İngiliz veri bankası olan UK Biobank’tan alınan verilerle 10 yıldan fazla süre düşük karbonhidrat, yüksek yağ diyeti yapan 305 kişinin değerleri, standart beslenme yapan bin 200 kişinin değerleriyle karşılaştırıldı.

Kalp rahatsızlığı olanlar, diyabet, sigara alışkanlıkları ve obezite gibi sonucu etkileyebilecek olumsuzluklara sahip denekler araştırmaya dahil edilmedi.

KALP DAMAR HASTALIĞINA YAKALANMA RİSKİ İKİ KATTAN FAZLA

Yapılan değerlendirme sonrasında düşük karbonhidrat yüksek yağ (LCHF) diyeti yapan kişilerde, kalp damarlarının stent takılarak açılması gereken kalp damar hastalıkları, kalp krizi, felç, kol ve bacaktaki atardamarların tıkanması gibi birkaç önemli kalp damar hastalığına yakalanma riskinin iki kattan fazla olduğu görüldü.

Araştırmacılar, çalışmalarının “kalp hastalıklarının nedenini değil, yalnızca söz konusu diyet ile büyük kalp rahatsızlıkları riskinin artması arasındaki bir ilişkiyi gösterebileceğini” çünkü, gözlemsel bir çalışma olduğunu, ancak bulgularının daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu gösterdiğini belirtti.

Araştırmanın başyazarı Dr. Iulia Iatan, “Çalışmamız sonucunda, LCHF diyetinin düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ya da kolesterol değerlerinin yükselmesine neden olduğunu, bunun da kalp hastalığı riskini artırdığını tespit ettik” ifadelerini kullandı.

Keto diyeti uygulayanların yüksek “kötü” kolesterolle karşı karşıya kalabileceğini kaydeden Dr. Iatan, bu araştırmaya karşın LCHF diyetlerle kandaki yüksek lipid seviyeleri ve kalp damar hastalıkları arasındaki ilişkiyi kanıtlamak için sınırlı veri olduğunu belirtti.

araştırmaya katılanların yüzde 73’ünün kadın olmasının, kadınların daha çok diyet yapma ve yaşam tarzlarını değiştirme eğiliminde olduğunu da gösterdiğini kaydetti.

Çalışmaya katılmayan ancak Keto diyeti üzerinde araştırmalar yapan Stanford Önleme Araştırma Merkezinden Prof. Christopher Gardner ise bu araştırmanın Keto diyetinin yarardan çok zarar getirdiğini gösterdiğini belirterek LCHF diyetinin yan etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.

“KETO DİYET UZUN VADEDE ZARARLI”

Gardner, Keto diyetiyle birçok önemli besin maddesinin, bitkisel kimyasalların ve antioksidanların yanı sıra lifli besin tüketiminin bırakıldığını, bu nedenle uzmanların diyetin uzun vadede zararlı olduğunu düşündüğünü aktardı.

Hakem değerlendirmesinden henüz geçmemiş araştırma, Amerikan Kardiyoloji Kolejinin Dünya Kardiyoloji Kongresiyle birlikte yıllık bilimsel toplantısında sunuldu.

Çoğu sağlık uzmanı, vücudun yağ yakmasını sağlamak için karbonhidratları yasaklayan Keto diyetiyle meyve, baklagiller ve tam tahıllar gibi sağlıklı yiyeceklerden mahrum kalındığını belirtiyor.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Dikkat “Sahte güneş kremleri” deri hastalıklarını tetikleyebilir

Yayınlandı

Tarih

Editör

Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, “Sahte güneş koruyucuları kalıcı hasarlara neden olabiliyor, o kimyasallar ciltte lekelenmelere yol açabiliyor. Daha önemlisi koruyuculukları yok, alerji riskleri çok fazla.” dedi.

Akdeniz Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yılmaz, güneşin hayatın kaynağı olduğunu ancak yoğun geldiği dönemlerde yanıklar, kanser riski başta olmak üzere birçok soruna yol açabildiğini söyledi.

Açık tenli ve renkli gözlü insanların güneş ışınlarından daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

“Güneşten korunmak için mümkün olduğunca şapka takmayı, uzun kollu giyinmeyi öneriyoruz. Güneşe karşı aşırı duyarlılığı varsa, çabuk yanıyorsa, deri kanseri öyküsü varsa özellikle bebeklerde mümkün olduğu kadar güneşin yoğun olduğu saat 10.00-16.00 arasında dışarı çıkmamalarını, çıkmak zorunda kalanlar için güneş koruyucu krem kullanmalarını öneriyoruz. Güneş koruyucu kremlerde 30 faktör yeterli olmaktadır. 30 faktörün üzerindekiler arasında etkinlik açısından çok büyük bir fark yoktur. Bazı kimyasalların biraz daha artışı anlamına geliyor. Güneş kremi kullanılacaksa etkisi yarım saat sonra başlayacaktır ve 2,5 saatte bitecektir. ‘Güneş kremini sabah sürdüm akşama kadar korunuyorum’ diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, boşuna kimyasal alıyorsunuz.”

“Markası belli olmayan veya taklit ürünlerden kaçının”

Yılmaz, güneş kreminin 2-2,5 saat arayla yeniden sürülmesi gerektiğini hatırlatarak, satın alırken dikkatli olmak gerektiğinin altını çizdi.

Ucuz ürünlerden şüphe edilmesini öneren Yılmaz, şöyle konuştu:

“300 liralık bir ürün pazardan ya da güvenilir olmayan bir siteden çok ucuza alınmışsa bir sıkıntı vardır. Gerçek güneş koruyucu değil, hatta tam tersine sağlığımızı tehlikeye atabilecek birçok kimyasal içeriyor olabilir. İçerisinde ağır metaller, kimyasallar ve alerji riski olabilir. Deri kanserlerini tetikleyebilir. ‘Güneş kremi kullanıyorum nasıl olsa’ diyerek dışarıda cesur davranıp, deri kırışıklığı, lekeler ya da kanser gelişimi dahil birçok hastalığa davetiye çıkaracaktır. O nedenle markası belli olmayan ya da taklit ürünlerden kaçınmalarını öneriyorum. Sahte güneş koruyucuları ciltte kalıcı hasarlara neden olabiliyor, o kimyasallar ciltte lekelenmelere yol açabiliyor. Daha önemlisi koruyuculukları yok, alerji riskleri çok fazla, onlardan kaçınmaları gerekiyor.”

Türkiye’deki deri tipinde yüksek koruyuculara gerek olmadığına işaret eden Yılmaz, 30 ile 50 faktör arasındaki güneş kremlerinin sadece yüzde 2’lik koruyuculuk farkı olduğunu bildirdi.

Güneş yanıklarına yoğurt, salça, diş macunu sürmek sakıncalı

Yılmaz, güneş yanıklarının ciddi bir tablo olduğunu belirterek, “Güneş koruyucu kullanmadan uzun süre açıkta kalınmışsa özellikle sırtta çok ciddi su toplamalar, kızarıklıklar olabilir. Böyle durumlarda yoğurt, salça ya da diş macunu gibi ürünler sürmek enfeksiyon riskini artıracak, kalıcı iz ve leke riskine neden olacaktır. Onun için hekime görünmeli. Eğer görünemiyorsa iki saatte bir üç doz halinde aspirin alınmasını, kortizonlu losyonlar, kremler kullanmasını öneriyoruz.” ifadesini kullandı.

Bronzlaşmaya çalışmak deri kanserlerine davetiye çıkarıyor

Aspirinin ağrıyı ve kızarıklığı baskılamada rahatlatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Yılmaz, bronzlaşmaya çalışmanın da deri kanserlerine davetiye çıkardığını vurguladı.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Almanya Federal Meclisi ilaç kıtlığına karşı yeni yasayı onayladı

Yayınlandı

Tarih

Editör

Almanya’da hükümetin gelecekte ilaç tedarikinde yaşanabilecek darboğazları önlemeyi amaçlayan yasası Federal Meclis’ten geçti.

Federal Meclis’te yapılan oylamada “Patent dışı ilaçlarda teslimat darboğazlarıyla mücadele ve çocuk ilaçlarının tedarikini iyileştirme yasası (ALBVVG)” olarak adlandırılan yasa tasarısı hükümeti oluşturan Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oylarıyla kabul edildi.

Böylelikle, Federal Meclis, hükümetin ilaç tedarik sorunlarıyla mücadelede tedbirler alması konusunda yolu açtı.

Yeni yasa, ilaçta sabit fiyatlar, indirim anlaşmaları ve çocuk ilaçlarının tedariki alanında yapısal önlemler getiriyor.

Yasaya göre, ilaç şirketleri belirli ilaç ve antibiyotiklerde en az 6 aylık stok bulundurma zorunda olacak.

Çocuklar için ilaçların yetersiz olduğu durumlarda eczaneler diğer üreticilerin aktif bileşenlerini daha kolay dağıtabilecek. Çocuk ilaçları için sabit fiyat ve indirim anlaşmaları kaldırılacak.

Avrupa’da üretilen antibiyotikler tercih edilecek ve kıtada yeniden daha fazla antibiyotik ilaç üretilmesi için kamu teşvikleri sağlanacak.

Almanya’da Kovid-19 pandemisiyle başlayan tedarik zincirindeki aksaklıkların neden olduğu ilaç sıkıntısı eleştirilere neden oluyordu.

Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach söz konusu yasa taslağını nisan ayında açıklamıştı.

Lauterbach, aşırı tasarrufun son birkaç yılda Almanya’da patentsiz ilaç arzını önemli ölçüde kötüleştirdiğini belirterek, Almanya’nın ilaç satış pazarı ve üretim yeri olarak yeniden daha cazip hale gelmesi gerektiğini vurguladı.

Alman Federal İlaç ve Tıbbi Cihazlar Enstitüsü (BfArM) geçen yıl Almanya’da tedarik sıkıntısı yaşanan 299 ilacın listesini internet sitesinde yayımlamıştı.

BfArM’ye göre tedarik darboğazının nedeni Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen teslimatların yetersizliğiydi.

Avrupa’da maliyet nedeniyle uzun yıllardır ilaç üretimi azalmıştı.

Almanya’da eksik olan ilaçlar arasında antibiyotikler, diyabet ilaçları, kanser ilaçları, bağışıklık sistemiyle ilgili ilaçlar ve ağrı kesiciler yer alıyordu.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Bakan Koca; sağlık ekipleri bayramda da görev başında

Yayınlandı

Tarih

Editör

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kurban Bayramı tatili boyunca acil durumlara en kısa sürede müdahale etmek amacıyla çevre yolu bağlantı noktalarında sağlık ekiplerinin görev başında bulunacağını bildirdi.

Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “9 günlük Kurban Bayramı tatili boyunca İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, ülke genelinde çevre yolu bağlantı noktalarında acil durumlara en kısa sürede müdahale etmek amacıyla helikopter ve acil yardım ambulansları, UMKE timleri ve motorize ekiplerimizle biz görev başındayız. Kaza riskine karşı lütfen dikkatli olun. İyi bayramlar.” ifadelerini kullandı.

Tatil süresince İstanbul, Ankara ve İzmir’de trafiğin yoğun olduğu noktalarda da tedbir alınacağını belirten Bakan Koca, görev başındaki sağlık ekiplerinin görüntülerini paylaştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar