Güncel
Memur ve emekliler; Hem aylık hem de ikramiye artacak
Vatandaşları, temmuz ayında yapılacak ek zamla birlikte 3600 ek gösterge piyangosu da vuracak. Milyonlarca memur ve emeklinin hem aylığı hem de alacağı ikramiye artacak. İşte detaylar…
Kamu çalışanlarına temmuz ayında yapılacak ek zamla birlikte 3600 ek gösterge piyangosu da vuracak. Bu düzenlemenin dışında kalan memur, şef, tekniker, veri hazırlama kontrol işletmeni ve diğer birinci dereceye gelen bütün kamu görevlileri 3600 ek göstergeden yararlanacak. Yapılacak düzenlemeden ilk etapta 470 binin üzerinde memur yararlanacak. Ek gösterge memurların maaş, emeklilik sonrası aylık ve ikramiyelerinin belirlenmesinde büyük önem taşıyor.. İşte ayrıntılar……
Yılın başında ek gösterge düzenlemesiyle 1. dereceye kadar yükselen tüm çalışanların ek göstergesi 600 puan artırıldı. Öğretmen, polis, hemşire müdür gibi bazı meslek gruplarında 2200 veya 3000’den 3600’e çıkarıldı. Temmuz 2022’de yapılan yasal düzenleme 15 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe girdi. Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanan ve memurların kıdemlerini ortaya koyan puanlama sistemine kademe, derece adı veriliyor. Buna göre iki yıllık üniversiteden mezunlar 10. derece ve 2. derecede göreve başlıyor ve en çok 1. dereceye kadar yükselebiliyor.
“YASA TEKLİFİ HAZIR”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 3600 ek göstergenin birinci dereceye gelen herkesi kapsayacak şekilde düzenlenmesine ilişkin yasa teklifini hazırladıklarını söyledi. Bakan Bilgin, “3600 sadece dört meslek grubuyla ilgili bir mesele olarak politik bir taahhüt olarak ortaya konulmuştu.
Onu bütün kamu çalışanlarına, 600 ek gösterge vererek, hiç gündemde olmayan meslek gruplarını işin içine dâhil ederek, kapsamlı bir şekilde 5 milyon 300 bin kişinin faydalanacağı bir şekilde çözdük. Çözülmeyen bir konu var. 3600 ek göstergeyi, birinci dereceye gelen bütün çalışanların müktesep hakkı olarak düzenlememiz gerekir. Onu o günkü şartlarda yapamadık ama bu konuda dosyamız da çözüm yolumuz da hazır. Meclisin gündeminde yer alacak ilk tekliflerden birisi bu olacak” dedi.
HEM AYLIK HEM İKRAMİYE ARTIYOR
Ek gösterge memurların maaş, emeklilik sonrası aylık ve ikramiyelerinin belirlenmesinde büyük önem taşıyor. Ek göstergenin yüksek olması hem aylık hem de ikramiyeyi artırıyor. Bu nedenle memurlar bulundukları unvanların birinci derece kadrolar için belirlenen ek gösterge rakamının yüksek olmasını istiyor. Yapılan düzenlemeyle kamuda çalışan şef, araştırma ve planlama uzmanları, tekniker, müdürün üzerinde olan uzman personel de ek gösterge alabilecek
Kamu çalışanlarının maaşları 15 Ocak itibariyle ek gösterge üzerinden ödenmeye başladı. Ek göstergesi 3000’den 3600’e çıkan 25 yıllık çalışanın aylığına yaklaşık 2 bin 115 lira, 30 yıl hizmeti olana da 2 lira 240 lira ilave artış yapıldı. Ek göstergesi 2200’den 3600’e yükselip 25 yıl hizmeti olanlar 2 bin 463 lira, 30 yıl hizmeti olanlar da 2 lira 587 daha fazla zam aldı.
Ek gösterge düzenlemesinden yararlanacak kamu çalışanları ve memur emeklileri öncelikle enflasyon, toplu sözleşme farkı ve ek zam alacak. Bu tutarın üzerine 3600 ek gösterge zammı da eklenecek. Bugün 2200’den 3600’e çıkartılanlardaki 1391 liralık artış 2500 lirayı geçecek.
ORTAOKUL, LİSE MEZUNU DA KAPSAMDA
Ek gösterge artışından bütün çalışanlar yararlanacak. Yardımcı hizmetler sınıfında yer alıp hiçbir ek göstergesi olmayanlara 600 ek gösterge verilecek. Yapılan düzenlemeler ortaokul, lise mezunu, iki yıllık üniversite bitirenlerin de cebine yansıyacak. 2 yıllık polis koleji mezunları, bekçi, uzman jandarma da yararlanacak. Ek gösterge artışından kendi alanında yükseköğrenim görenlere değil işletme tahsili yapan hemşire de yararlanabiliyor.
TOMBUL: 470 BİN KİŞİ YARARLANACAK
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tombul, ek göstergede yapılacak düzenlemenin doğrudan 470 bin kişiye yansıyacağını belirterek, “Geçen yıl yapılan düzenlemeyle öğretmenler, şube müdürleri, polisler, din görevlileri iki yıllık ön lisans mezunları ek gösterge aldı.
Ek göstergesiz memurlar da vardı. Onlar da 600 puan alarak faydalandırıldı. Dışarda kalan şefler, memur, teknikerler var. Ön lisans mezunları olmalarına karşın birinci dereceye yükselen 470 bin kişi yararlanamadı.
Bunların kapsam içine alınması gerekiyor. Birinci dereceye çıkan bütün memurlar ek göstergeden yararlanacak” diye konuştu.
Güncel
Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Irak’ın kuzeyindeki teröristlere yönelik operasyonlar etkin ve kararlı şekilde devam ediyor.Bu kapsamda Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde tespit edilen 2 PKK’lı terörist etkisiz hale getirildi.
Güncel
Naci Görür’den İstanbul’daki 5 ilçe için deprem uyarısı
Prof. Dr. Naci Görür, “Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Tarihi Yarımada Fatih ve Zeytinburnu’nda zemin, göreceli olarak iyi durumda değil” dedi.stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışmasına” ait veriler açıklandı.
Buna göre, olası bir depremde İstanbul’da hasar görmesi beklenen tahmini bina sayısı 207 bin olarak belirtildi. Verilere göre, binaların yüzde 30’u 1980 öncesi, yüzde 40’ı 1980-2000 arası, yüzde 30’u 2000 sonrası inşa edildi. Hasar görmesi beklenen her 3 binadan biri ise 2000 sonrası yapıldı. Hasar görmesi beklenen 207 bin binanın yüzde 95’ini oluşturan 196 bin 227 bina ise Avrupa yakasında tespit edildi. İBB’nin, İTÜ ile yaptığı çalışmada, riskli binaların en yoğun olduğu 3 ilçe ise Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece olarak açıklandı.
Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, verileri değerlendirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da 1 milyon 50 bin binanın yüzde 10’unun çok ağır hasar alacağını belirterek, “Benim o çalışmanın ayrıntılarından bir haberim yok. Muhtemelen de doğrudur.. Yalnız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmalara istinaden tüm İstanbul’da, Anadolu ve Avrupa yakasında depremde çok ağır hasar alacağı düşünülen bina sayısının 90 binin üzerinde olduğunu zaten biliyoruz. Bütün İstanbul’da da, 1 milyon 150 bine yakın binanın varlığını biliyoruz. Demektir ki, bu aşağı yukarı işte yüzde 10’u, çok ağır hasar alacak. Diğer hasarları saymıyorum yani çok ağır yıkılmayla doğrudan doğruya göçükle burun buruna kalacak bina sayısını 90 bin diye düşünüyorum. Tabii ki hafif hasar, orta hasar alacak bina sayısı da daha da fazla olacaktır” dedi.
‘DEPREM DİRENÇLİ HALE GETİRMEK İÇİN GEREKLİ ÇALIŞMALAR BAŞLATILMALI’
“Bu doğru bir teşhistir. Avrupa Yakası zemin itibariyle, jeolojik formasyonlar itibariyle deprem kaynağı ile olan ilişkisine göre Asya yakasından daha fazla zarar göreceği de bir gerçekti” diyen Görür, şöyle devam etti:
“Bu da bize gösteriyor ki İstanbul’u bir an önce deprem dirençli hale getirmek için çalışmaların başlanması, yürütülmesi gerekir. İBB’nin bu çalışmasına katılıyorum. İstanbul’da deprem gözetildiği zaman en fazla dikkat edilecek, özen gösterilecek ilçeler arasında Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt ve bu tarihi yarımada Fatih o yöreler Zeytinburnu var. Şimdi burada tabii önemli olan buraların deprem dirençli hale getirmek için gerekli çalışmaların ve hemhal bir an önce başlatılması gerekir.
Neden bu bölgeler daha fazla hasar alır? Çünkü bu bölgede demin dediğim gibi zemin, çok göreceli olarak iyi durumda değil. Keza bu bölgede zeminden dolayı diyelim kayma, göçme, sıvılaşma depremin büyük etkisini arttırma olayları yaygın olabilir. Bu bölgelerde, onun için böyle zeminlerde depremin bir anlamda zararını arttıran birimlerin olduğu yerde tabii ki depremin şiddeti de fazlalaşıyor. Depremin şiddeti fazla olunca yıkım fazlalaşıyor.”
‘ESENYURT BELEDİYESİ’NE TAVSİYEDE BULUNDUM’
Esenyurt Belediyesi ile çalışmalara başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Naci Görür, “Esenyurt dediniz, mesela Esenyurt Belediyesi Başkanı, Esenyurt’un depreme hazırlama noktasında yani bizden yardım almayı istiyor. Ben de yani elimden geldiğince bütün belediyelere, ilçe belediyelerine olduğu gibi bu belediyeye de bildiğim kadarıyla depreme nasıl hazırlanacağı konusunda tavsiyelerde bulundum. Toplantılar da hatta zaman zaman yapıyorum. İşte, bugünkü toplantı da yine bu düşünce içerisinde oldu. Ciddi çalışmaların yapılıp insanlarımızın depremden zarar görmemesi için uygulamalara geçilmesi, araziye inilmesi, çalışmaların yapılması gerekli” dedi.
‘550’NİN ÜZERİNDE AKTİF DEPREM VAR’
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye genelinde bulunan aktif faylarla ilgili uyarıda bulunarak şöyle devam etti:
“Türkiye çok büyük oranda canlı yani aktif depremlerle kesilmiş durumda. Yani bizim ülkemiz, aşağı yukarı 550’nin üzerinde aktif deprem var. Türkiye’nin her yerinde depremler, aktif depremler mevcut. Kimi bölgelerde bu depremler daha yoğun deprem üretme kapasitesi daha fazla. Daha büyük depremler üretebiliyor. Kimi yerlerde deprem üreten fayların boyutu, sayısı daha az, yoğunluğu daha az olabiliyor.
Sözgelimi, Orta Anadolu’da çok fazla depremle karşı karşıya kalmayabiliyorsunuz. Ama Doğu Anadolu’da, depremi çok fazla hissedebiliyorsunuz. Güneydoğu’da hissedebiliyorsunuz Ege Bölgesi’nde daha fazla deprem aktivitesinin fazla olduğunu görüyorsunuz. Ama Kuzey Karadeniz Bölgesi’nde depremler daha az. Bu aktif fayların dağılımına bağlı. Şimdi bir yerde aktif fay varsa muhakkak orada depremler olacaktır. Depremlere karşı hazır olmak için o fayların olduğu yöreleri, kentleri, o fayların özelliklerini göz önüne alarak Deprem dirençli hale getirecek çalışmaları yapmak lazım.”
Dünya
Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Karşılaştığımız ihanettir. Fahiş hırslar ve kişisel çıkarlar, ülke ve halka yönelik ihanete yol açtı.” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner’in eylemini “silahlı isyan” olarak nitelendirdi. Putin, “Rusya’yı tekrar bölmeye izin vermeyeceğiz. Halkımızı koruyacağız.” ifadelerini kullandı. Ayrıca Putin, silahlı isyan girişiminde bulunanların kaçınılmaz olarak cezalandırılacağını belirtti.
Putin, Wagner krizini toplumu bölme girişimi ve halkın sırtından vurulması olarak nitelendirdi.