Bizi Takip Edin

Sağlık

Türk bilim insanları dünya literatüründe

Yayınlandı

Tarih

Hacettepe Üniversitesinden iki bilim insanı, başta Covid-19 olmak üzere dünya genelinde yaşanması muhtemel olası salgınların büyüklüğünü ölçebilen “epidemiyolojik dalga boyu” adlı bir yöntem geliştirerek dünya literatürüne girdi

Yeni yöntemle hesaplanan bulgulara göre, Covid-19 salgınını 2020’de en ağır şekilde geçiren ülkeler sırasıyla ABD, İtalya ve Almanya olurken Türkiye, OECD ülkeleri arasında 7. sırada yer aldı.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümünde doktora öğrencisi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda sanayi ve teknoloji uzmanı Tevfik Bulut ile Hacettepe Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümü Sağlık Politikası ve Ekonomisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Top tarafından geliştirilen dalga boyu yöntemi, İngiltere Kraliyet Halk Sağlığı Derneğinin (The Royal Society for Public Health) 1888’den beri yayın hayatındaki resmi bilimsel dergisi Public Health’te yayımlanarak bilim dünyasına duyuruldu.

Söz konusu yöntemle Covid-19 başta olmak üzere salgınların büyüklüğü hesaplanabiliyor. Dalga boyu modelinde dalga boyu uzunluğu salgının etki alanı ve büyüklüğünü gösterdi. Araştırma bulguları, dalga boyu uzunluğu ne kadar yüksekse salgının etki alanının ve büyüklüğünün o kadar yüksek olduğunu ortaya koydu.

İlk versiyonu 2020’de Tevfik Bulut tarafından geliştirilen dalga boyu yönteminin son versiyonuyla çalışma daha da ileriye taşındı.

YENİ EK DEĞİŞKENLERLE SALGININ BÜYÜKLÜĞÜ ÖLÇÜLDÜ

Türk bilim insanlarının makalesinde yeni yönteme ilişkin detaylı bilgiler yer aldı.

Buna göre, bir salgındaki temel epidemiyolojik göstergeler olan “ölüm oranı”, “prevelans” ve “insidans” gibi veriler salgının yayılımı hakkında fikir verse de salgının ölçeği ve büyüklüğü hakkında bilgi vermiyordu. Örneğin iki ülkenin ölüm oranları farklı zaman dilimlerinde aynı ise iki ülkenin ölüm oranlarının eşit olduğu söylenebilirken bu durum salgının büyüklüğü ve etki alanı hakkında bir fikir ortaya koymuyordu.

Dalga boyu modeli bu sorunun üstesinden gelmek için tasarlandı.

Salgınların büyüklüğünü ölçmek için geliştirilen “dalga boyu”, geleneksel yöntemlere göre daha sade tasarlanırken, model, ilk versiyonunda kullanılmayan “ilk vakadan itibaren geçen süre”, “insani gelişme”, “nüfus yoğunluğu” gibi ek değişkenlerle genişletildi.

Bu yönleriyle dalga boyu modeli, salgının mevcut

durumunu etkili ve kolay bir şekilde ortaya koyabilen bir tasarım olarak dikkati çekti.

ÜLKE ÜLKE COVID-19 SALGININ BÜYÜKLÜĞÜ

Çalışmada, salgının epidemiyolojik dalga boyu, kümülatif doğrulanmış Covid-19 vakalarına dayalı olarak OECD ülkeleri bağlamında tahmin edildi.

Türk bilim insanlarının geliştirdiği yeni yöntemle edinilen bulgulara göre, OECD ülkeleri içerisinde 2020, 2021 ve 2022 dönemlerinde en yüksek epidemiyolojik dalga boyuna sahip ülke ABD, en düşük ülke ise Avustralya oldu. 2022’de Türkiye, dalga boyu büyüklüğü açısından OECD üyesi ülkeler içerisinde 7. sırada yer aldı.

Covid-19’un dünyaya yayıldığı 2020’de de salgını en ağır şekilde yaşayan ülke ABD, en düşük salgın büyüklüğüne sahip ülke Avustralya olurken, salgın büyüklüğünün en yüksek olduğu ikinci ve üçüncü ülkeler İtalya ve Almanya olarak sıralandı.

En yüksek dalga boyuna sahip ilk üç ülkenin puanları OECD ortalamasının oldukça üzerinde çıktı. 2020’de OECD ortalamasının altında kalan ülke sayısı ise 15 oldu. Türkiye ise salgının büyüklüğü açısından OECD ülkeleri içerisinde 7. sırada yer aldı.

OECD üyesi ülkelerin 2021’e ait dalga boylarına bakıldığında en yüksek ilk üç ülke sırasıyla ABD, İngiltere ve Fransa, dalga boyunun en düşük olduğu ilk üç ülke ise sırasıyla Avustralya, Yeni Zelanda ve İzlanda olarak belirlendi.

SALGININ 2022 VERİLERİ

OECD üyesi ülkeler arasında 2022’de salgın büyüklüğünün en yüksek olduğu ilk üç ülke sırasıyla ABD, Almanya ve Fransa, en düşük olduğu ilk üç ülke ise Avustralya, İzlanda ve Kanada olarak tespit edildi.

OECD ortalamasının altında puan alan ülke sayısı 17, ortalamanın üzerinde olan ülke sayısı ise 20 oldu. OECD dalga boyu ortalamaları yıllara göre karşılaştırıldığında dalga boyunun en yüksek olduğu yıl 2022 olarak tespit edildi.

TÜM DÖNEMLERDE DALGA BOYU EN YÜKSEK OLAN ÜLKE ABD

Dalga boyu modelinden elde edilen bulgular ülkeler açısından değerlendirildiğinde, tüm dönemlerde salgın büyüklüğünün en yüksek olduğu OECD üyesi ülke ABD oldu. Bunun sebebi olarak ABD’nin Covid-19’a yanıt vermede federal düzeyde yetersiz kalmasına ve ülkedeki sağlık sisteminin parçalı doğasına işaret edildi.

Öte yandan tüm dönemlerde salgın büyüklüğünün en düşük olduğu OECD üyesi ülke ise Avustralya olarak kayıtlara geçti. Dalga boyu yöntemine göre bunun en büyük nedenlerinden birinin OECD üyesi ülkeler arasında kilometre başına düşen nüfus yoğunluğunun en düşük olduğu ülkenin Avustralya olmasına vurgu yapıldı.

Bunun yanında Avustralya’da salgın sırasında ulusal düzeyde kamu politikası, yönergeler ve hükümet uygulamalarının iyi koordine edilmesinin dalga boyunun düşmesindeki etkisine dikkat çekildi.

Yeni yöntemin Covid-19 başta olmak üzere salgınlarla ilgili gelecekte yapılacak araştırmalara ışık tutması hedefleniyor. Epidemiyolojik dalga boyu modeliyle ülke veya bölgelerde ilk Covid-19 vakasının görüldüğü günden itibaren hem günlük hem de kümülatif dalga boyları ortaya konularak salgın sürecinin pratik şekilde daha yakından takip edileceği belirtildi. Bu sayede karar vericilerin, salgın sürecinin gelişimini daha iyi yöneterek daha hızlı ve daha güvenilir kararlar alabileceği vurgulandı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Dikkat “Sahte güneş kremleri” deri hastalıklarını tetikleyebilir

Yayınlandı

Tarih

Editör

Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, “Sahte güneş koruyucuları kalıcı hasarlara neden olabiliyor, o kimyasallar ciltte lekelenmelere yol açabiliyor. Daha önemlisi koruyuculukları yok, alerji riskleri çok fazla.” dedi.

Akdeniz Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yılmaz, güneşin hayatın kaynağı olduğunu ancak yoğun geldiği dönemlerde yanıklar, kanser riski başta olmak üzere birçok soruna yol açabildiğini söyledi.

Açık tenli ve renkli gözlü insanların güneş ışınlarından daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

“Güneşten korunmak için mümkün olduğunca şapka takmayı, uzun kollu giyinmeyi öneriyoruz. Güneşe karşı aşırı duyarlılığı varsa, çabuk yanıyorsa, deri kanseri öyküsü varsa özellikle bebeklerde mümkün olduğu kadar güneşin yoğun olduğu saat 10.00-16.00 arasında dışarı çıkmamalarını, çıkmak zorunda kalanlar için güneş koruyucu krem kullanmalarını öneriyoruz. Güneş koruyucu kremlerde 30 faktör yeterli olmaktadır. 30 faktörün üzerindekiler arasında etkinlik açısından çok büyük bir fark yoktur. Bazı kimyasalların biraz daha artışı anlamına geliyor. Güneş kremi kullanılacaksa etkisi yarım saat sonra başlayacaktır ve 2,5 saatte bitecektir. ‘Güneş kremini sabah sürdüm akşama kadar korunuyorum’ diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, boşuna kimyasal alıyorsunuz.”

“Markası belli olmayan veya taklit ürünlerden kaçının”

Yılmaz, güneş kreminin 2-2,5 saat arayla yeniden sürülmesi gerektiğini hatırlatarak, satın alırken dikkatli olmak gerektiğinin altını çizdi.

Ucuz ürünlerden şüphe edilmesini öneren Yılmaz, şöyle konuştu:

“300 liralık bir ürün pazardan ya da güvenilir olmayan bir siteden çok ucuza alınmışsa bir sıkıntı vardır. Gerçek güneş koruyucu değil, hatta tam tersine sağlığımızı tehlikeye atabilecek birçok kimyasal içeriyor olabilir. İçerisinde ağır metaller, kimyasallar ve alerji riski olabilir. Deri kanserlerini tetikleyebilir. ‘Güneş kremi kullanıyorum nasıl olsa’ diyerek dışarıda cesur davranıp, deri kırışıklığı, lekeler ya da kanser gelişimi dahil birçok hastalığa davetiye çıkaracaktır. O nedenle markası belli olmayan ya da taklit ürünlerden kaçınmalarını öneriyorum. Sahte güneş koruyucuları ciltte kalıcı hasarlara neden olabiliyor, o kimyasallar ciltte lekelenmelere yol açabiliyor. Daha önemlisi koruyuculukları yok, alerji riskleri çok fazla, onlardan kaçınmaları gerekiyor.”

Türkiye’deki deri tipinde yüksek koruyuculara gerek olmadığına işaret eden Yılmaz, 30 ile 50 faktör arasındaki güneş kremlerinin sadece yüzde 2’lik koruyuculuk farkı olduğunu bildirdi.

Güneş yanıklarına yoğurt, salça, diş macunu sürmek sakıncalı

Yılmaz, güneş yanıklarının ciddi bir tablo olduğunu belirterek, “Güneş koruyucu kullanmadan uzun süre açıkta kalınmışsa özellikle sırtta çok ciddi su toplamalar, kızarıklıklar olabilir. Böyle durumlarda yoğurt, salça ya da diş macunu gibi ürünler sürmek enfeksiyon riskini artıracak, kalıcı iz ve leke riskine neden olacaktır. Onun için hekime görünmeli. Eğer görünemiyorsa iki saatte bir üç doz halinde aspirin alınmasını, kortizonlu losyonlar, kremler kullanmasını öneriyoruz.” ifadesini kullandı.

Bronzlaşmaya çalışmak deri kanserlerine davetiye çıkarıyor

Aspirinin ağrıyı ve kızarıklığı baskılamada rahatlatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Yılmaz, bronzlaşmaya çalışmanın da deri kanserlerine davetiye çıkardığını vurguladı.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Almanya Federal Meclisi ilaç kıtlığına karşı yeni yasayı onayladı

Yayınlandı

Tarih

Editör

Almanya’da hükümetin gelecekte ilaç tedarikinde yaşanabilecek darboğazları önlemeyi amaçlayan yasası Federal Meclis’ten geçti.

Federal Meclis’te yapılan oylamada “Patent dışı ilaçlarda teslimat darboğazlarıyla mücadele ve çocuk ilaçlarının tedarikini iyileştirme yasası (ALBVVG)” olarak adlandırılan yasa tasarısı hükümeti oluşturan Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oylarıyla kabul edildi.

Böylelikle, Federal Meclis, hükümetin ilaç tedarik sorunlarıyla mücadelede tedbirler alması konusunda yolu açtı.

Yeni yasa, ilaçta sabit fiyatlar, indirim anlaşmaları ve çocuk ilaçlarının tedariki alanında yapısal önlemler getiriyor.

Yasaya göre, ilaç şirketleri belirli ilaç ve antibiyotiklerde en az 6 aylık stok bulundurma zorunda olacak.

Çocuklar için ilaçların yetersiz olduğu durumlarda eczaneler diğer üreticilerin aktif bileşenlerini daha kolay dağıtabilecek. Çocuk ilaçları için sabit fiyat ve indirim anlaşmaları kaldırılacak.

Avrupa’da üretilen antibiyotikler tercih edilecek ve kıtada yeniden daha fazla antibiyotik ilaç üretilmesi için kamu teşvikleri sağlanacak.

Almanya’da Kovid-19 pandemisiyle başlayan tedarik zincirindeki aksaklıkların neden olduğu ilaç sıkıntısı eleştirilere neden oluyordu.

Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach söz konusu yasa taslağını nisan ayında açıklamıştı.

Lauterbach, aşırı tasarrufun son birkaç yılda Almanya’da patentsiz ilaç arzını önemli ölçüde kötüleştirdiğini belirterek, Almanya’nın ilaç satış pazarı ve üretim yeri olarak yeniden daha cazip hale gelmesi gerektiğini vurguladı.

Alman Federal İlaç ve Tıbbi Cihazlar Enstitüsü (BfArM) geçen yıl Almanya’da tedarik sıkıntısı yaşanan 299 ilacın listesini internet sitesinde yayımlamıştı.

BfArM’ye göre tedarik darboğazının nedeni Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen teslimatların yetersizliğiydi.

Avrupa’da maliyet nedeniyle uzun yıllardır ilaç üretimi azalmıştı.

Almanya’da eksik olan ilaçlar arasında antibiyotikler, diyabet ilaçları, kanser ilaçları, bağışıklık sistemiyle ilgili ilaçlar ve ağrı kesiciler yer alıyordu.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Bakan Koca; sağlık ekipleri bayramda da görev başında

Yayınlandı

Tarih

Editör

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kurban Bayramı tatili boyunca acil durumlara en kısa sürede müdahale etmek amacıyla çevre yolu bağlantı noktalarında sağlık ekiplerinin görev başında bulunacağını bildirdi.

Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “9 günlük Kurban Bayramı tatili boyunca İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, ülke genelinde çevre yolu bağlantı noktalarında acil durumlara en kısa sürede müdahale etmek amacıyla helikopter ve acil yardım ambulansları, UMKE timleri ve motorize ekiplerimizle biz görev başındayız. Kaza riskine karşı lütfen dikkatli olun. İyi bayramlar.” ifadelerini kullandı.

Tatil süresince İstanbul, Ankara ve İzmir’de trafiğin yoğun olduğu noktalarda da tedbir alınacağını belirten Bakan Koca, görev başındaki sağlık ekiplerinin görüntülerini paylaştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar