Bizi Takip Edin

teknoloji

Türk şirketi İngiliz AEI Systems’ı satın aldı

Yayınlandı

Tarih

Dünyanın önde gelen hafif silah üreticilerinden CANiK, Birleşik Krallık’ın köklü savunma sanayi şirketlerinden AEI Systems’ı satın aldı.

CANİK‘in bu yatırımı sayesinde şirketin son teknolojileri kullanan yüksek üretim kapasitesi ve AEI Systems’ın 60 yıllık orta kalibre silahlardaki bilgi birikimi bir araya geldi.

Yüksek adetlerde hem Birleşik Krallık hem de Türkiye’de üretilecek toplar, uzaktan komutalı silah sistemleri üzerinde başta Türkiye ve Birleşik Krallık olmak üzere tüm dost ve müttefik ülkelerin kara, hava ve deniz platformlarının hizmetine sunulacak.

Söz konusu yatırımın duyurulması amacıyla Birleşik Krallık’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda özel bir resepsiyon düzenlendi.

Etkinlikte konuşan Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve Doğu Avrupa ve Orta Asya Ticaret Müsteşarı Kenan Poleo, Samsun Yurt Savunma (SYS) ve CANİK‘i Britanyalı AEI Systems şirketine yaptığı yatırımdan dolayı kutladı.

Bu ortaklığın CANiK ve AEI Systems’a yeni ve mevcut pazarlarda birçok fırsat getireceğini kaydeden Poleo, “Her iki şirkete de uzun süreli bir başarı ve dostluk diliyorum. Hem Birleşik Krallık hem de Türkiye’nin birlikte daha fazlasını yapmaya, birbirlerini desteklemeye ve her iki ülke için de avantajlar sağlayacak fırsatlara açık olduğunu biliyorum.” dedi.

Başkonsolos Kenan Poleo, AEI Systems’ın Birleşik Krallık’ta test, tasarım ve imalat konusunda orta kalibreli silahlarda uzman olduğunu belirterek, “Çok geniş ve zengin bir geçmişi vardır. AEI İngiliz silahlı kuvvetlerine ve dünyadaki çok sayıdaki müşterisine hizmetler sunmuştur.” diye konuştu.

Poleo, bu yatırımla uzun vadeli bir dostluğun önünün açıldığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk savunma sanayisi ciddi anlamda büyüyor. Türkiye ile Birleşik Krallık arasında savunma sanayisindeki ortaklığı çok kıymetli. Bu alanda Türkiye koşuyor, yürümüyor. Hatta koşmuyor da sprint atıyor. Hızlı, hızlı çabuk bir şekilde gidiyor. Son birkaç haftadır da bunun örneklerini görüyoruz. TCG Anadolu’dan yerli ve milli ilk insanlı süpersonik jet uçağı Hürjet’e ve ilk insansız savaş uçağı Kızılelma’ya kadar Türkiye’nin başarıları ve bu konudaki ilerlemesini dünya görüyor. Net bir vizyon, liderlik ve başarılı işler ortaya konuluyor. Türkiye’nin yaklaşımından birçok ülkenin öğreneceği şeyler var. Birleşik Krallık da dahil olmak üzere.”

“İki ülke de kazançlı çıkacak”

CANiK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aral da savunma sanayisinde global bir yapıya ulaştıklarını belirterek, bunun sonucunda AEI Systems ile iş birliğine gittiklerini söyledi.

Burada hem Türkiye’nin hem de İngiltere’nin büyük kazançlarının olacağını dile getiren Aral, “Tarihten gelen iki büyük imparatorluk dünyayı şekillendirmiş. Samsun Yurt Savunma olarak bu birlikteliğin iki ülke için de çok faydalı olacağına inanıyoruz. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa Türk savunma sanayi şirketi İngiltere’de savunma sanayisinde yatırım yapıyor. Kısa zamanda, özellikle 2024’ten itibaren bu birlikteliğin somut meyveleri daha iyi görülecek.” açıklamasında bulundu.

‘Canik, 900 milyar dolarlık bir ekosistemin içinde yer alıyor”

Savunma sanayinde söz sahibi ülkelerle iş birliğinin hem Türkiye açısından hem de Canik açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken SYS Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aral İngiltere, Amerika ve Türkiye savunma sanayi bütçesinin toplamının yaklaşık 900 milyar dolar olduğunu kaydetti. Samsun Yurt Savunma bünyesindeki Canik’in, AEI Systems’i satın almasıyla bu eko sistemde var olduğunu vurgulayan Aral “İngiltere’deki üretim tesisimizi ve bugün Amerika’da, Florida’da bitmek üzere olan fabrikamızı, Samsun’daki dört tesisimizi düşünürseniz büyük bir ekosistemi oluşturduk. Bu bize çok büyük mutluluk veriyor. Bize büyük güç veriyor. Türkiye’ye çok büyük güç veriyor” dedi.

Zafer Aral sözlerine şöyle devam etti;

“İngiltere’yle Türkiye’nin çok eskiden gelen ortaklıkları vardı. Kayıtlardan da tespit ettiğimiz ve Konsolosluğun da bize söylediğine göre Osmanlı dönemi dahil, cumhuriyet dönemi dahil ilk defa bir Türk firması İngiltere’de bir savunma sanayi şirketini satın alıyor. Yani bu birliktelik Türkiye’den hareketle başlayan birliktelik. Bu da ilk defa oluyor. Bu birliktelik dünyada ilk olacak. Yani bu kapasiteye sahip, silahıyla, topuyla, kulesiyle, bu eko sistemi oluşturmuş dünyadaki ilk firma Canik.”

Hedef 100 milyon doların üzerinde ciro

CANiK Genel Müdürü C. Utku Aral ise satın alma işleminin tamamlanmasıyla birlikte AEI Systems’ın da şirket iştirakleri arasında yerini aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AEI Systems, orta kalibre silahlarda bir marka olmayı sürdürecek. AEI Systems’ın Birleşik Krallık’taki tesislerinde geliştirme, üretim ve montaj faaliyetleri artarak devam edecek. Üretim faaliyetleri ise özellikle ‘Made in UK’ ibaresinin kullanılmasını sağlayacak ölçüde, AEI Systems ve Birleşik Krallık’taki ekosistem bünyesinde gerçekleştirilecek. 5 sene sonunda orta kalibre top satış cirosunun yıllık 100 milyon doların üzerine çıkmasını hedefliyoruz. AEI Systems operasyonuna şirket iştiraklerimizden Unirobotics de destek verecek.”

Aral, Ubirobotics’in orta kalibre topların ihtiyacı olan yüksek teknoloji, yenilikçi ve rekabetçi silah kulesi entegrasyonu çözümleri sunduğunu kaydederek, şu bilgileri verdi.

“Bu çözümlerin ilk meyvesi ise Unirobotics’in 30×113 mm topla donatılan Trakon 30 kulesidir. 30x113mm top; çok çeşitli mühimmatı atma özelliği ve düşük geri tepmesi sayesinde 4×4 kara araçları ve ufak botlar dahil tüm platformlara ister uzaktan kumandalı ister operatör kumandalı mesnetler ile entegre edilebilmektedir. 30x113mm topların kara ve deniz araçlarında kullanımı son yıllarda giderek artsa da bu silahlar uzun süredir döner ve sabit kanatlı hava araçlarının temel silahını teşkil etmekte olup özellikle yüksek infilaklı mühimmat atma kabiliyeti ile önemli bir güç çarpanı haline gelmektedir.”

“Türkiye’deki projeler için de entegre ediliyor”

Utku Aral, Türkiye ve dünyadaki savunma ve havacılık sanayisinin üzerinde çalıştığı ve 30×113 mm topun kullanım alanlarını ve projelerini şöyle sıraladı:

“Bu sistem, Türkiye’deki projeler için de entegre ediliyor. 4×4 taktik araçlarda Nurol Makina’nın Ejder Yalçın aracına Trakon 30 kulesi entegre edildi. İnsansız kara araçları alanında HAVELSAN’ın Kapgan aracına Trakon 30 kulesi entegrasyonu da devam eden projeler arasında yer alıyor. Buna ilave olarak tüm 6×6 ve 8×8 taktik tekerlekli zırhlı araçlar üzerinde kolaylıkla entegre edilebiliyor. Ana muharebe tanklarında ise Birleşik Devletler’de Abraham-X, Avrupa’da E-MBT ile ilk örnekleri görülen yeni nesil tank konseptinde tankın yakın mesafe koruma silahı olarak 12,7 mm ağır makinalı tüfek yerine 30×113 mm topun tercih edilmesi silahın günümüz muharebe şartlarında platforma kazandırdığı yeteneklerin önemini ortaya koyuyor.”

Aral, 30×113 mm topun kullanıldığı hava araçlarına da örnekler vererek, söz konusu sistemlerin entegrasyonu için insanlı ve insansız su üstü platform üreticileri ile konsept çalışmalarına başlandığını söyledi.

“İhracat faaliyetleri yeni bir ivme kazanacak”

Utku Aral, AEI Systems ile birlikte ihracat alanında da yeni bir ivme yakalayacaklarını ifade ederek, 30×113 mm topun, Türkiye ve Birleşik Krallık için de çok kritik bir ürün olduğunu vurguladı.

Aral, “Bu topun ve Unirobotics’in Trakon 30 kulesi entegrasyonunun tamamlanması sonrası halihazırda çalışmakta olduğumuz bütün büyük platform üreticileri ile bu alanda iş birliğine başlayacağız. AEI Systems’ın satın alımıyla birlikte önümüzdeki 5 yıllık dönemi kapsayan yatırım planlamamızın tamamını gerçekleştirdik. Bundan sonra şirket satın almak için değil, ürün geliştirmek ve üretmek için yatırımlar yapacağız. Bu sayede ihracat faaliyetleri yeni bir ivme kazanacak.” şeklinde konuştu.

‘Poleo Büyüyen türk savunma sektörü için heyecan verici’

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosu Kenan Poleo iş birliği hakkında “Yani bu benim için bir olağanüstü. Mükemmel bir Türk savunma şirketinin mükemmel bir İngiliz savunma şirketi ile çalışması harika bir fırsat. İkimiz birlikte çok daha güçlüyüz. Bu yüzden gerçekten heyecanlıyım. Büyüyen Türk savunma sektörü için heyecan verici, daha birçok fırsat var. Bunu TOGG Anadolu ve Kızılelma’nın lansmanı ile gördük” açıklamasını yaptı.

Canik’in özel savunma sektöründe iyi bir örnek ve lider olduğunu ifade eden Prof. Dr. İlber Ortaylı “Canik’i tebrik ediyoruz ve Canik’in şu anda İngiltere’deki, Britanya İmparatorluğu’ndaki genel merkezinize sahip olmasından kesinlikle gurur duyuyoruz ve Florida’da bir tane daha olduğunu da şimdi duydum” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

teknoloji

TSK’nın savaş uçaklarına mühimmat “Seyit Onbaşı” ile yükleniyor

Yayınlandı

Tarih

Editör

MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Kayseri’deki 2. Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde yerli ve milli imkanlarla üretilen “Seyit Onbaşı” bomba yükleme aracı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterindeki savaş uçaklarının bomba yükünü taşıyor.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale cephesinde isabet alan tabyasındaki topun mermi kaldıran vincinin parçalanması sonucu 276 kilogramlık top mermisini tek başına kaldırıp namluya süren ve İngiltere’ye ait Ocean zırhlısının batmasını sağlayan Seyit Ali Çabuk’a ithafen “Seyit Onbaşı” adı verilen aracın üretimine 2017’de başlandı.

Proje kapsamında yerli ve milli imkanlarla üretilen araç, TSK bünyesindeki savaş uçaklarına özellikle terörle mücadelede kullanılan yaklaşık 1500 kilogram ağırlığındaki mühimmatın yüklemesini yapıyor.

Yapımına 6 yıl önce başlanan ve sayısı 58’e ulaşan araçtan 12 adet daha üretilmesi hedefleniyor.

2. Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü yetkilisi, Seyit Onbaşı bomba yükleme aracının yerli ve milli imkanlara üretildiğini söyledi.

Belirlenen hedefler doğrultusunda bu aracı ürettiklerini vurgulayan yetkili, şunları kaydetti:

“Seyit Onbaşı bomba yükleme aracını üretirken amacımız yurt dışına bağımlılığı azaltmak, milli ve yerli imkanlarla bir araç geliştirmekti. Hedefimiz doğrultusunda bu aracı ürettik. Şu ana kadar da hedefimize ulaştığımızı değerlendirmekteyim. Seyit Onbaşı bomba yükleme aracı, TSK bünyesinde imal edilen ilk yerli ve milli bomba yükleme aracıdır.”

Yetkili, Seyit Onbaşı aracının, Hava Kuvvetleri Komutanlığının hareket ihtiyaçları doğrultusunda ilgili birliklere tahsis edildiğini aktardı.

Araçlara önemli özellikler yüklediklerini anlatan yetkili, şöyle konuştu:

“Seyit Onbaşı bomba yükleme aracında özellikle uzaktan kumandalı bir sistem geliştirdik. Aracımızın yükleme kapasitesi 3 bin poundtur. Aynı zamanda Milli Muharip Uçak’ta da kullanılmasını hedefliyoruz. Bu zamana kadar üretilen 58 araç, Hava Kuvvetleri Komutanlığının tahsisleri doğrultusunda jet maarif uçaklarında kullanılmaktadır. Yaklaşık 1500 kilogram yük taşıyabiliyor ve bu da bizim için yeterli. İstediğimiz oranda yük kaldırma kapasitesini de artırabiliriz.”Yetkili, Seyit Onbaşı bomba yükleme aracını elektrikli sisteme dönüştürmek için de çalışma başlattıklarını sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

teknoloji

 “SÜPER ŞİMŞEK” kanatlanmaya hazır

Yayınlandı

Tarih

Editör

Türkiye’nin hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi ve ilgili personelin eğitimlerinde kullanılması amacıyla geliştirilen yüksek hızlı hedef uçak SÜPER ŞİMŞEK, ilk uçuşu için gün sayıyor.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), SÜPER ŞİMŞEK’i Paris Airshow’da insansız hava aracı AKSUNGUR’un kanat altında ve bağımsız şekilde sergileyerek vitrine çıkardı.

TUSAŞ Taktik İHA Ürün Başmühendisi Özgür Sayın, ŞİMŞEK ve SÜPER ŞİMŞEK projelerinin yöneticiliğini yürüttüğünü söyledi.

Şirketin 1 Mayıs’ta gerçekleştirilen “İstikbalin Yüzyılı Programı”nda SÜPER ŞİMŞEK’in de tanıtımını yaptığını anımsatan Sayın, platformun oldukça ilgi çektiğini ifade etti.

Tanıtımın ardından yer ve uçuş testlerine hazırlık çalışmalarını tamamladıkları bilgisini veren Sayın, bütün testlerin başarıyla sonuçlandığını ve uçuş için gün saydıklarını bildirdi. Sayın, “Plan ve program dahilinde bayram sonrası ilk uygun anda uçuşunu gerçekleştirmek üzere çalışmalarımızı bitirdik.” dedi.

SÜPER ŞİMŞEK projesinin yüksek hızlı ve yüksek irtifaya çıkabilen bir hedef uçak olarak başladığını aktaran Sayın, şunları kaydetti:

“Burada ilk talep hava savunma sistemlerimizin doğrulama testlerinde kullanılması amacıyla yüksek hızlara çıkan bir platform olarak geldi. Bu ihtiyacı karşılamak için çalışmalarımız başladı. Bu kapsamda o görevi yapabilecek platformu çıkarmış durumdayız. Devamında da SÜPER ŞİMŞEK’in farklı faydalı yük konfigürasyonları olacak. Bunların içinde elektronik harp, sinyal karıştırma, mühimmat konfigürasyonları gibi farklı alternatifleri uçağa entegre ederek kullanıcılarımızla buluşturmayı hedefleyeceğiz.”

ŞİMŞEK’in “abisi”

Bu yılın eylül ayı itibarıyla SÜPER ŞİMŞEK’in göreve hazır olmasını beklediklerini vurgulayan Sayın, “Bu yaz bizim için biraz yoğun geçecek. Uçuş testlerimizi ve otopilot yazılımımızı doğrulayacağımız testleri yaz boyunca icra edeceğiz. Eylül gibi platformun hazır olması çok olası gözüküyor.” diye konuştu.

TUSAŞ tarafından daha önce geliştirilen hedef uçak ŞİMŞEK’in “abisi” olarak da nitelendirilen SÜPER ŞİMŞEK, ilk olarak hedef uçak olacak. Bunu sahte hedef ve taarruz amaçlı mühimmatlı versiyonları izleyecek.Hava ve atış sahasının uygunluğuna bağlı olarak ilk atışı gerçekleştirilecek SÜPER ŞİMŞEK, 0,8-0,9 mach hızlara çıkacak. Araç, 700 kilometrenin üzerinde menzile ulaşacak.

Okumaya Devam Et

teknoloji

Deniz ve Kara Kuvvetlerinin bir silahı daha yerlileşiyor

Yayınlandı

Tarih

Editör

Türk Silahlı Kuvvetlerinin deniz ve kara platformlarında kullanılan 25 milimetre silah sisteminin yerlileştirilmesinde önemli bir adım atıldı.

Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ (MKE AŞ), güvenlik güçleri tarafından kullanılan, yurt dışı bağımlılığı bulunan sistem ve alt sistemlerin yerlileştirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyor.

Şirket, bu kapsamda Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 25 milimetre KBA silahı yedek namlu tedarikinde yurt dışı bağımlılığını ortadan kaldırmak amacıyla söz konusu namluyu yerlileştirmeyi gündemine aldı. İhtiyacın çok uzun sürede, yüksek maliyetle karşılanabilmesi ve ülke tahdidi bulunması durumunda ürünün temin edilememesi gibi durumlar bu kararda etkili oldu.

Bu kapsamda MKE üretimi namlu çeliği kullanılıp, talaşlı imalat ve ısıl-yüzey işlem yapılarak, yüzde 100 yerlilikle namlu üretimi gerçekleştirildi. Yerlileştirilen namlu, 25 milimetre KBA silahı gövdesine entegre edildi. Deniz Kuvvetlerinin belirlediği platformda yapılan test atışları da başarıyla tamamlandı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinden gelecek siparişler doğrultusunda namluların seri üretim ve teslimatlarına başlanacak.

MKE, namlunun yanında 25 milimetre silahın tamamının yerli ve milli imkanlarla üretilmesi için de çalışmalar yürütüyor. Şirketin teknik ekiplerinin yürüttüğü tasarım çalışmaları belli bir aşamaya geldi.

Silahın da yerlileştirilmesiyle elektrik tahrikli 25 milimetre otomatik topa ilave olarak gaz geri tepmeli 25 milimetre otomatik top da MKE’nin ürün yelpazesine eklenmiş olacak.

Böylece Deniz ve Kara Kuvvetlerinin deniz platformlarında ve zırhlı muharebe araçlarında kullanılmak üzere ihtiyaç duyacağı 25 milimetre silah sistemleri tümüyle yerli ve milli imkanlarla karşılanabilecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar